Elegan Estetik Plastik Cerrahi ve Medikal Estetik Kliniği – Kayseri
Obezite önlenebilir ölüm nedenlerinde sigaradan sonra ikinci sırada yer alan, kronik bir hastalıktır. Dünyadaki yetişkin nüfusunun üçte birini etkileyen obezite aynı zamanda kalp-damar hastalıkları, diyabet, iskelet rahatsızlıkları, solunum problemleri ve hatta bazı kanser türlerine zemin hazırlar.
BKİ (Beden Kitle İndeksi) obezitenin sınıflandırılmasında kullanılan bir ölçektir. Kilonuzun boyunuzun karesine bölünmesiyle hesaplanır.
BKİ | SINIFLANDIRMA |
18.5-24.9 | NORMAL |
>25 | HAFİF KİLOLU |
25-29.9 | ŞİŞMAN |
>30 | OBEZ |
30-34.9 | I.DERECE OBEZİTE |
35-39.9 | II.DERECE OBEZİTE |
>40 | III.DERECE OBEZİTE |
Genel kanı obezitenin tembellik, motivasyon eksikliği vb. sebeplerden kaynaklandığı yönünde olsa da aslında obezite genetik temele dayanan çok faktörlü kronik bir hastalıktır. Çok yönlü olması nedeniyle obezite tedavisinde diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri herkes için yeterli olmayabilir.
Obezite tedavisinde başarılı olmak için uzun vadeli yaşam tarzı değişiklikleri, kalıcı sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli egzersiz gerekir.
Günümüzde bariatrik cerrahinin obezite tedavisinde en etkili ve kalıcı yöntem olduğu kabul edilmektedir. Bariatrik cerrahi ile kilo veriminin yanında obeziteye bağlı kronik hastalıkların (Tip2 Diyabet, Hipertansiyon, Uyku apnesi vb.) tedavisi sağlanır. Bu etkiler hemen ameliyat sonrasında görülmeye başladığı için kilo kaybına bağımsız olarak bu yöntemlerin tümüne metabolik cerrahi adı verilmeye başlanmıştır.
Bu operasyonların kilo kaybında temel etki prensibi kısıtlayıcı ve emilim bozucu olmasıdır. Küçülen mide hacmine bağlı olarak tüketilen besin miktarı ve enerji azalır. Midede açlık hormonu ghrelin salgılayan bölüm de cerrahi işlem esnasında alındığından açlık hissi azalır. Alınan besin ögelerinin ince bağırsaktan emilimi azalır ve besinlerin mideden ince bağırsağa daha hızlı geçmesi tokluk hissi sağlayan ve insülin salgısını artıran hormonların artmasını sağlar.
Yapılan araştırmalar metabolik cerrahi sonrasında yaşam süresinin uzadığını, yaşam kalitesinde arttığını, obeziteye bağlı kronik hastalıklara yakalanma oranının azaldığını gösteriyor.
Yediklerinizi not etmek veya fotoğrafını çekmek besin seçimlerinizi ve tüketim miktarınızı değerlendirmek için iyi bir yöntemdir.
Uygun şartları sağlayan cerrahiye uygun kişilerde genel ameliyat prosedürleri uygulanır. Genel cerrah, anestezi uzmanı, psikiyatrist ve diyetisyenin bulunduğu ekip kontrollerinizi yapar ve sizi sürece hazırlar.
Kronik hastalık veya özel durumlar varsa farklı branş hekimlerinden görüş ve onay alınır.
Ameliyat öncesinde başlayan kontrol ve eğitim süreci ameliyat öncesi ve sonrası başarı ve konforunuz için çok önemlidir. Ameliyat öncesi hazırlıktan başlayarak yara bakımı, ağrı yönetimi, egzersiz hedefleri ve beslenme aşamalarını cerrah ve diyetisyeninizle yöneterek başarınızı yükseltebilirsiniz. Süreç boyunca rutin kontrollerinizi yaptırmalı ve ekibinizle iletişim halinde olmalısınız.
Doku iyileşmesini sağlamak, sağlıklı ağırlık kaybetmek ve uzun dönemde vitamin-mineral eksiklikleri yaşamamak için bu dönemde beslenme düzeninize uymanız çok önemlidir. Operasyon sonrası sık görülen şikayetlerden reflü ve dumping sendromunu önlemek için diyetisyen takibinde olmanız ve beslenme programına uymanız gerekir.
Bariatrik-metabolik cerrahi sonrası beslenmeniz adım adım ilerler. Su ve berrak sıvılarla başlar, protein, vitamin ve mineral takviyeleri alırsınız. Daha sonra normal sıvılar, püreler, yumuşak katılar ve en sonunda katı beslenmeye geçiş yapılır. Yeni midenizin kıvamlara, besinlere ve porsiyonlara uyum sağlamasına göre bu dönemlerin süresi değişebilir.
Çok sıcak veya soğuk olmayacak şekilde, şekersiz, gazsız ve kafeinsiz sıvıları yudum yudum tüketebilirsiniz. Pipet kullanılmamalı.
Su, şekersiz ve tanesiz hoşaf/komposto, taze sıkılmış meyve suları (turunçgiller hariç), ayran, et suyuna tanesiz çorbalar tüketebilirsiniz.
Bu dönemde doktor ve diyetisyeninizin önerdiği protein, vitamin ve mineral takviyelerini tam olarak kullanın.
Bu dönemde sıvı besinlere ek olarak püre haline getirilmiş bazı besinleri tek tek ve küçük miktarlarda deneyerek beslenmenize ekleyebilirsiniz. Buna ek günde 2 litre su tüketmelisiniz ve takviyelerinizi kullanmaya devam etmelisiniz.
Katı-sıvı ayrımına bu dönemde başlamanız gerekir. Öğünlerinizden en az 30 dakika önce ve sonra su ve içecek tüketmemelisiniz.
Yumurta (ilk 2 gün sadece sarısı, 3.günden itibaren tam yumurta), kıymalı sebze yemekleri, meyve püreleri, koyu kıvamlı çorbalar, yoğurt ve yumuşak peynir öğün seçenekleriniz arasındadır. Bu besinleri ezerek veya blenderdan geçirerek tüketmeniz gerekir.
Yeni midenizin besinlere verdiği tepkilere göre 5 veya 6.haftadan itibaren katı beslenmeye geçmenizi öneririz. Yukarıda belirtilen besinlerin tamamını tolere edebiliyorsanız yumuşak kıvamlı katı besinleri tek tek denemeye başlayabilirsiniz. Günlük su hedefinize ulaşmanız ve katı-sıvı ayrımına uymanız önemli.
Et, balık veya tavuk etini sulu pişirerek deneyebilirsiniz. Kıymalı sebze yemekleri, tam yumurta, kabuksuz meyveler (turunçgiller hariç) tüketebilirsiniz. Tolerasyon durumunuza göre tüketebileceğiniz besinler zamanla çeşitlenecektir.
Besinleri iyi çiğnemeli, öğün süresini en az 20 dakika olacak şekilde ayarlamalısınız. TV-bilgisayar karşısında yemek yememeli, her lokmadan sonra çatalı bırakarak uzun süre çiğnemelisiniz.
Doktorunuzun yönlendirmelerine ve diyetisyeninizin size özel planladığı listelere her dönemde uyum sağlamak olumsuz durumlarla karşılaşma ihtimalinizi azaltır. Ekibin takibinde kalmak ameliyatın uzun dönem etkileri (halsizlik, saç dökülmesi, kilo veriminde duraklama veya geri kilo alımı vb) ile başa çıkmanızı kolaylaştırır.